Bugün Citi’ye şunu söylemek için buradayım: Bilimcilerin verilerine kulak vermezseniz, kapınıza dayanan bilimcilerin bedenlerine kulak vermek zorunda kalırsınız.
Editörün Notu: Aşağıda okuyacağınız metin, Sandra Steingraber’in 12 Haziran 2024 tarihinde Citigroup Bankalar grubunun New York Şehri Merkez Binasının kapısının önünde gözaltına alınmadan önce halkın önünde okuduğu konuşmadır.
Adım Sandra Steingraber. Biyoloji dalında alınmış bir doktora (PhD) sahibiyim; tüm erişkin yaşamım boyunca bir bilim insanı olarak çalıştım.
İşte biyologların kaygı duyduğu iki konu.
Birincisi okyanuslarda cereyan ediyor. Fosil yakıtlar yakıldığı ve CO2 atmosferi doldurduğu zaman CO2’nin bir bölümü denize dökülür. Karbon diyoksit suya değdiğinde karbonik aside (H2CO3) dönüşür.
Bu asit, kalsiyum karbonatı çözündürür. Kabuklu deniz hayvanlarının kabukları kalsiyum karbonat’tan oluşur. Dolayısıyla, fosil yakıtlar okyanuslarımızı devasa asit çukurlarına dönüştürmekte, kabuklu deniz hayvanları da eriyip dağılmaya başlamaktadırlar.
Hepsi bir bütün olarak ele alındığında, kabuklu hayvanların bebeklerine zooplankton diyoruz.
Zooplanktonlar denizlerdeki beslenme zincirinin temelidir.
Onların ana babalarını eritirseniz, zooplanktonlar ortadan kalkar – ve onları yiyen balıkları da beraberinde götürür.
Toplam dünya insan nüfusunun yarısı protein ihtiyacını balıktan karşılamaktadır. Okyanusların pH seviyesi dünya balık stoklarını silip süpürme yolunda ilerlemekte. Bir biyolog olarak bu beni kaygılandırıyor.
Şimdi de karaya çıkalım ve arılara bir bakalım. Yaban arılarının da bebekleri vardır ve bu bebeklerin serin kalması elzemdir. İşte bu yüzrden erişkin yaban arıları, bebek arı bakımevini serin tutabilmek için kanatlarını bin tavan pervanesi gibi sürekli çırpmak zorundadırlar. Ne var ki, gitgide yoğunlaşan sıcak dalgaları yüzünden onlar artık bunu yapamıyorlar. Bebek arılar ölüyor. Arı popülasyonları yerle yeksan oluyor.
Arılar, bitkilerin üremesine yardımcı olurlar. Arılar çiçekleri meyveye, sert kabuklu meyvelere, sebzeye dönüştürürler. Yediklerimizin üçte biri bize arıların hazırladığı yiyeceklerdir. Arılar bu hizmeti bedava yaparlar. Buna ekosistem hizmeti deriz.
Arıları kaybedersek, mahsul alamayız. Ekoloji krizi de insan hakları krizine işte böyle döner. Biyologlar bu konuda endişeler içinde.
İklim değişikliğini 1982’den beri incelemekteyim. Resmî tanıklıklarda bulundum. Beyaz Ev’e mektuplar gönderdim. Başkanın bilim danışmanı ile görüştüm. Paris iklim görüşmelerine gittim. Ne var ki, CO2 seviyeleri şimdi şu sıralarda yepyeni yüksekliklere tırmanmış durumda ve Citigroup da kundakçıları finanse etmekle meşgul.
Citi, yalnızca 2016’dan bu yana fosil yakıt endüstrisinin ceplerine 396 milyar dolar boca etmiş durumda.
Şimdi ben de işte onun için buradayım; Citi’ye şunu söylemek için: Bilimcilerin verilerine kulak vermezseniz, kapınıza dayanan bilimcilerin bedenlerine kulak vermek zorunda kalırsınız. Bugün benim bedenim bir veri göstergesi.Ve hepsi bir arada ele alındığında, bu abluka hattı üzerindeki veri noktaları bir yönelim, bir trend belirliyor. O trend de şu: yok olma oranları hızlandıkça bilimcilerin sesleri de daha yüksek çıkar.
Citi CEO’su Jane Fraser’a mesajım da şu: İncelediğim canlı türlerinin ardından onlara methiyeler düzmek, ah-ı vah etmek için biyolog olmadım.ben. Ahlaken, bilgi birikimimi yokoluş karşısında hayatı savunmak için kullanmak ve yokoluşu finanse edenlere karşı çıkmak gibi bir yükümlülüğüm var benim.
* Biyolog Sandra Steingraber'in Common Dreams'de yayımlanan 'Why I Was Arrested for Protesting Citigroup's Funding of Climate Chaos' adlı makalesi Ömer Madra tarafından çevrilmiştir.